Bu haksızlıklara karşılık 8 Mart Dünya Kadınlar Günü , kadın haklarına ve cinsiyet eşitsizliğine dikkat çekmek için kutlanmaktadır. Gün, aynı zamanda kadın eşitliğini hızlandırmak için bir eylem çağrısıdir. Kadinlar gününün kutlama amaci, eşitlik, eşitliği benimsemek ve kapsayıcılıktir. 8 Mart herhangi bir cinsiyeti yüceltmek ya da yermek amacıyla kutlanmamaktadır. Bilakis, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin her bireyin eşit temel haklara sahip olması gerektiğini savunur.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, 1800’lü yıllara dayanıyor ve zengin bir tarihe sahiptir. 20. yüzyılın başında Kuzey Amerika ve Avrupa’daki işçi hareketlerinin faaliyetlerinden ortaya çıkmistir. 1911 yılına gittiğimizde dünyada sadece sekiz ülke kadınların oy kullanmasına izin veriyordu. Eşit ücret, eşit iş ise duyulmamış bir şeydi.
8 Mart 1857 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin New York şehrinde 40 bin dokuma işçisi kadının başlattığı grevde cikan yanginda 129 kadın yaşamını yitirdi.
1908 yilinda Amerika Birlesik Devletlerinde, Kadınlar arasında büyük huzursuzluk ve eleştirel tartışmalar yaşanıyordu. Kadınların eşitsizliği ve ezilmesi kadınları değişim için kampanyalarda daha sesli ve aktif olmaya özendiriyordu. Daha sonra 1908’de 15.000 kadın daha iyi ücret, oy hakki daha kısa çalışma saatleri talep ederek New York’ta yürüdü.
“Daha iyi şartlarda çalışmak” isteyen kadınların başlattığı grevin ardından 1857 yilinda yaşanan yangında ölen kadınları anmak için 26-27 Ağustos 1910’da Danimarka’da toplanan İkinci Uluslararası Sosyalist Kadınlar konferansında 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanması fikrini Almanya’daki Sosyal Demokrat Parti Kadin Bürosu Lideri Clara Zetkin Kopenhag’daki bu konferansta Dünya Kadinlar Günü fikrini masaya yatirdi.
Oy birliği ile kabul edilen Kadınlar Günü, ilk başta 1911 yılında kutlanmaya başlandı.1921’de Üçüncü Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda bu günün adı “Dünya Emekçi Günü” olarak değiştirildi. Bazı ülkeler, 1. ve 2. Dünya Savaşı dönemlerinde Kadınlar Günü kutlamalarına kısıtlamalar, yasaklar getirdi. Kadınlar 1960’lı senelerin sonunda 8 Mart’ı yeniden anmaya başladı. En son Birlemiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977’de 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılması yönünde karar aldı.
Dünya Kadınlar Günü
Cinsiyet eşitliği ile istikrar, yoksulluğun azaltılması, sosyal uyum arasında yakın bir ilişki vardır. Kadınlar ve kızlar, tüm çeşitlilikleriyle tam potansiyellerine ulaştıklarında, ortak zorluklarımızı ortaya çıkarmanın anahtarı olurlar.
Aile içi şiddet, dünyanın her yerinde kanayan bır yaramız haline gelmistir. Mağdurun aile çevresinden biri tarafından uygulanan şiddettir. Buna eşler ve eski eşler, yakın aile üyeleri, diğer akrabalar ve aile dostları dahildir. Fail ile mağdur arasında yakın bir ilişki olduğunda ‘aile içi şiddet’ terimi kullanılır. Her türlü şiddet konusunda bireyler bilinçlendirilmelidir. Son yillardaki istatiklere gore, dünya çapında yaklaşık 47.000 kadın ve kız çocuğu, kocalari veya diğer aile üyeleri bireyleri tarafindan öldürülmektedir. Bu, ortalama olarak her kadın veya kız çocuğunun kendi ailesinden biri tarafından her 11 dakikada öldürüldüğü anlamına gelmektedir.
Global olarak 2,7 milyar kadının erkeklerle aynı iş seçeneklerine sahip olması yasal olarak kısıtlanmis haldedir . 45 Ulkede aile içi şiddete karşı özel yasalar yoktur. 47 ülkede karısına tecavüz eden kocalara hala bir yaptırım yoktur. Asya kitasi, en fazla kurbanın olduğu bölgedir.
Afrika, kadın nüfusunun büyüklüğüne göre en yüksek seviyeye sahiptir.
Bir kadin kendini özgüven, eğitim, finansal bağımsızlık, sağlik, olumlu bir tutum ve bir destek ağı ile güçlendirebilir. Kadınların başarılı olabilmeleri için hayatlarının her alanını kucaklamaları gerekmektedir. Kadinlar olarak gücümüzü elimize almamiz gerekmektedir. Güçlü bir kadin demek; başkaları ne düşünürse düşünsün, fikirlerini ve düşüncelerini paylaşmaktan korkmayan, kalbi ve akli ile konuşan , inandığı herşeyde kendisi ve başkalarının iyiliği için ayağa kalkacak kadar kendine saygı duyan kadındır.
Günümüz dünyasında hayatlarımız güçlü teknolojik entegrasyona bağlıdır. Her şey dijital bir süreçten geçmektedir. Birlesmis Milletler raporlarina gore, Dünya nüfusunun neredeyse yarısını kadinlarin oluşturmasina rağmen, kadınlar erkeklerden 259 milyon daha az internete erişebiliyor. Kadınlar internete erişemez, dijital alanlarda gerekli dijital becerileri geliştiremezler ise bu da onların mühendislik, teknoloji, bilim ve matematik ile ilgili alanlarda kariyer yapma fırsatlarını azaltmaktadir. Dijital cinsiyet uçurumu birçok gelişmekte olan ülkede genişlemeye devam ederek dijital cinsiyet eşitliğini desteklemek için özel bir ihtiyaç gerektirmektedir.
Bu amacı gerçekleştirmek için şu anda ilerlemeyi engelleyen sistem ve yapıları düzeltmemiz ve kadın haklarını geri çeken ve kadınların tam katılımını sınırlayan gerici sosyal normları tersine çevirmemiz gerekmektedir.
Bu, siyasi irade, kamu ve özel sektör dahil olmak üzere stratejik alanlarda hızlandırılmış eylemin yanı sıra bu engellerin üstesinden gelmek için daha iyi yasalar, finansman ve veriler gerektirmektedir. Aradığımız ilerlemeyi elde etmek için, kadınların ve kız çocuklarının eşit donanıma sahip olmalarını ve hayatın her kesiminde ve karar vermenin tüm alanlarında anlamlı bir şekilde temsil edilmelerini sağlamalıyız. Kadınların özgür ve eşit olmadığı her yerde erkekler de özgür ve eşit olamayacaktır. Toplumsal cinsiyet eşitliği demokrasinin en temel güvencelerinden biri olmalidir.
Toplumsal cinsiyet eşitliği kritik bir öneme sahiptir, ancak ilerleme kabul edilemeyecek kadar yavaştır. İnsanlığın geleceği, kadınların ve kız çocuklarının potansiyellerini gerçekleştirmelerini engelleyen çok sayıda faktörü acilen düzeltmemizi gerekmektedir.
8 Mart Kadınlar Günü Türkiye’de ilk kez 1921’de kutlanmaya başlandı. 1975 yılından sonra kitlesel kutlamalar başlamış oldu. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2020 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği İndeksine göre, Türkiye 156 ülke içerisinde 133. sırada yer alıyor.
Dünya Ekonomik Forumu’na göre, hiçbirimiz hayatımızda cinsiyet eşitliğini görmeyeceğiz ve muhtemelen çocuklarımızın çoğu da göremeyecek. Cinsiyet eşitliğine bir yüzyıldan fazla bir süre ulaşılamayacagi ancak 135.6 yilda mümkün olmasının beklendiği belirtilmektedir.
Dünya Kadınlar Günü‘nün renkleri yesil, mor ve beyazdir. Mor adaleti, haysiyeti ve davaya sadık olmayı ifade eder. Yeşil umudu, beyaz saflığı temsil eder. Renkler, 1908’de İngiltere’deki Kadınların Sosyal ve Politik Birliği’nden sembolik olarak mor, yüzyıllardır zenginliği, asaleti, gücü temsil etmek için kullanılan bir renk tonudur. Aynı zamanda modern tarih boyunca toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü temsil etmek için kullanılan bir renktir.
8 Mart 1946’da mimoza çiçeği Kadınlar Günü için bir güç ve duyarlılık sembolü olarak secilmesi Italya’da gerceklesmistir. 8 Mart’ta mimoza çiçeği vermek romantik bir jest değil, bir dayanışma hareketi olarak kabul edilir. Mart ayinda çiçek açtığı için, nese sactigi icin en önemlisi de, aynı kadınlar gibi kırılgan görünümlerinin arkasında güçlü bir karakter barındırdığı için mimoza çiçeği kadinlar günü sembolü haline gelmiştir.
Dünya Kadınlar Günü’nün en çok kullanılan sembolü ise capraz sapli bir daire olan Venüs dişi sembolüdür. Genellikle yükseltilmiş yumruk, 8 sayısı, küre, çiçek ve kalp gibi diğer sembollerle birleştirilir.
Bu özel günde kadın haklarıyla ilgili bir belgesel izleyip, cinsiyet eşitligi ile ilgili kitaplar okuyup, bir kadin tarafindan yazilan bir kitabi satin alabiliriz. Özgürlüğümüz için savaşan kadin gazilerimizi ziyaret edebiliriz.
Kadınların dünyanın her yerinde karşılaştıkları zorluklar hakkında bilgi edinip, kadınlara yardımcı olan bir amaca bağış yapabiliriz.
Dinimizin kadına verdiği kiymet ve önemi açıkça gösteren ayet ve hadisler bulunmaktadır. Peygamber efendimiz Hz. Muhammed
“Kadınların haklarını yerine getirme hususunda Allâh’tan korkunuz! Zîrâ siz onları Allâh’ın bir emaneti olarak aldınız.” buyurmaktadir.
Hz. Mevlana ‘Kadın Hak nurudur, sevgili değil, sanki yaradandır yaratılmış değil.’ der.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Dünyadaki her şey kadının eseridir” diyerek kadınların çok önemli olduğunu her zaman vurgulamış ve Türk kadinina güvenmiştir. Mustafa Kemal Atatürk, Türk kadınının toplumda hak ettiği yere gelebilmesi için öncü reformlara imza atmıştır.
Bu özel günde kadına karşı uygulanan şiddete son vermek, adalet ve eşitliği sağlamak amacıyla daha sağlıklı toplumlar icin gösterilen çabaları ciddiye almak zorundayiz. Mutlu bir toplum sadece kadinlarin mutlu olmasi ile mümkündür. Kadinlari mutlu ederek tüm ülkeleri koruma altina almis oluruz.
Biz de Turkyeri.net ailesi olarak “8 Mart Dünya Kadınlar Günü‘nde, saygıdeğer Türk ve dünya kadınlarına toplumsal eşitliğin sağlandığı özgür, eşit, adil yarınlarla birlikte sağlık ve mutluluk dolu bir gelecek diliyoruz.
Dünya Kadınlar Günü”nüz kutlu olsun. Haklarımız için tarih yazan ve mücadele eden tüm
Emekçi Kadınlarımıza Selam olsun.
Sevgi ve Saygilarimizla,
Yasemin
Sitenize hep geliyorum. Cok seviyorum. Ortam cok guzel.
Su
8 mart dunya kadinlar gunumuz kutlu olsun, ortam gercekten cok iyi , tavsiye ederim. Makale de cok guzel olmus kalemine saglik editör:)
Ebru
Bitin dunyadaki kadınların kadınlar günü kutlu olsun canlarım;)
Karamel
Herk kadin güzeldir günleri de güzel olsun;)
Zeynep
Çok güzel ortam.Sizlere de tavsiye ederim. Emeği geçen herkese teşekkür ederim .
Gulsen
Sohbet etmenin doğru adresi turkyeri.net.Bizlere katılın. Çok teşekkürler
Gulnaz
En güzel misafiri en son yollar hayat. Yüreğin dağılmıştır buyur edemezsin. En güzel hikayeyi yazar bazen kader. Masallara küstüysen dinleyemezsin Sen benim en yaralı,en savunmasız, belki de en vazgeçmiş anımda geldin. O kadar müsait değil ki kalbim ooo Ne git diyebilirim, ne de hoşgeldin. Yani canım böyle zaman acımasız. Öncesi erken olur sonrası geç. Sen kalbini dinle, sev ya da vazgeç. Ben kışlara sürgünüm, şimdi burda bahar geç. Canımm böyle zaman acımasız. Öncesi erken olur sonrası geç. Sen kalbini dinle, sev ya da vazgeç. Ben kışlara sürgünüm şimdi burda bahar geç.